Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Üçünü de severim birini seçmek zor ama Bleach'e karşı diğerine beslediğim kadar özel bir sevgi beslemiyorum. Naruto mu One Piece mi bilemiyorum. Pain arc a kadar olan kısım hepsinden iyi benim için ama bütünü düşünürsem One Piece'in büyük hikayesini çok merak ediyorum.
One Piece'i bile One Piece üzerine tanımazsın çünkü okumuyorsun
----------------
Benim için durum
Naruto >>> One Piece >= Bleach şeklinde. Üçü de benim için çok özel üçünden de farklı keyifler aldım ve hepsi mangalara dair farklı değerleri bana benimsettirdi. Ancak Naruto'nun değinebildiği olgular, karkaterizasyonları, mitolojisi, hikayesi, evreni her anlamda daha ilham verici etkileyici idi. En azından benim açımdan.
Edit: OP bittiğinde tahminim yerinin bliçin epey altına gideceği şeklinde. Düzgün bitirebileceğine pek inanmıyorum çünkü.
Bleach ss arc’tan sonra düzgün işlenseydi, evren iyi anlatılsaydı, tarih işlenseydi belki bleach olabilirdi. One piece “ne popülerse onu çizerim” kafasıyla ilerleyeceğine değişmeseydi, kalitesi düşmeseydi o da yakın olabilirdi en azından.
3 büyüklerden animesini izlerken duvara kafa attırmayan tek seri bleach’ti. Sadece mangaya bakarsam havalı giriş yapmaktan, güçlenince rakibe cool bi şekilde bakıp tek atmaktan ibaret seri. Dövüşlerin dışında ise işlenecek o kadar şey varken arkadaşlığın önemini işledi niyeyse.
Naruto’yu pain’in yere çivi gibi çakıldığı sahnede ve one piece’i de hody’nin dragon ball’daki ses efektleriyle ışınlanıp luffy’i dövdüğü sahnede bıraktım. Zaten hitap ettiği yaş aralığı da düşmüş gibi. Genel olarak havası bozuldu.
Naruto>>>one piece>bleach şimdilik. Anime olmasa naruto>>>one piece>>>>bleach derdim.
Şakayla karışık, kısa bir cevap vermiştim. Biraz detaylandırayım.
Bleach, anlattığı asıl hikaye açısından ezoterik bir seri. Bu yüzden çoğu kişinin onu seçmemesini anlıyorum. Kendi açımdansa, karakterleri, anlattığı hikaye, lore'unun derinliği ve bir araya getirmenin verdiği zevkten dolayı Bleach diyorum. Aynı zamanda, işlediği ölüm ve cesaret temasını seviyorum, hatta destekliyorum. Hayat karşısında takındığı tutum açısından verdiği mesaja katılıyorum. Kim bilir, belki bu sonuca ulaşmama yardımcı olmuş şeylerden birisi de odur.
Bleach hakkında bir sürü detaylı yazı yazmış birisi olarak, bunları araştırırken, bir araya getirirken, yazarken oldukça zevk aldım. Bu kadar katmanlı ve ilginç bir hikaye anlatımını sağlayan başka bir manga bilmiyorum. Verdiği zevkin önemli bir kısmı bu yapbozu bir araya getirmekten geliyor. Bunu sağlayabilen gerçekten çok ama çok az eser. Elbette sadece bir yapboz, bir bulmaca olması değil, karakterleri ve çizim tarzı da benim için oldukça öne çıkıyor. Kısacası pek çok açıdan bana hitap ediyor.
Öte yandan, işlediği temalar açısından büyürken ilgimi çekmiş olması ve beni belli şeyler hakkında düşündürmüş olması açısından Naruto'ya oldukça değer veririm. Yaşam tecrübemin bir parçası oldu ve bundan gayet mutluyum. Yetişkin bir seri olduğunu düşünmüyorum fakat okunacağı güzel bir yaş var. İşin garip tarafıysa, Naruto'yu okuyan çoğu gencin bunlar hakkında çok az düşünmesi. Hikayesini yüzeysel bir şekilde kabullenip veya reddedip geçiyorlar. Ne tükettiğin kadar, tükettiğini nasıl sindirdiğin de oldukça önemli. Çoğu kişi bu sindirme işine hiç girmiyor. Girerse de hedonistik bir zevk yaratımı içinde yok olup gidiyor. Yani "ayy şu tarafı çok iyi, bu karakter çok iyi" diye takılıp kalıyor. Anlatmak istediği hikayeyi, işlediği temaları ve bunların bizim dünyamızda neye tekabül ettiğini hiç düşünmüyor. Kendi açımdan yazdığım yazılarla insanlarda bu açıdan bir farkındalık yaratmaya çalışıyorum ama nasıl bir etki yarattılar bilmiyorum. Pek umutlu olmadığımı söylesem yeridir. Bu dediklerim sadece Naruto için geçerli değil, çok daha geniş şeyler.
Yani Bleach diyorum ama ikisinin de gözümde farklı yerleri var. One Piece ise şu hayatta yaşadığım en büyük pişmanlıklardan birisi. Kendi açımdan zaman kaybı olarak gördüğüm ve 800 bölümünü boşu boşuna okuduğum bir seri. "Aga 1000 bölüm oku sonra iyileşiyor" diyen kişileri de kınıyorum.
O zaman bende One piece'i neden sevdiğimi açıklayayım. İlk önce şunu belirtmem gerekir ki battle serilerinin sevdiğim noktalarını daha iyi başaran spor serilerini izleyip, okudukça. İşin dövüş kısmını daha tatmin edici veren dövüş serilerini izleyip okudukça, işin mental kısmını kat kat daha iyi işleyen slice of life, sci fi serilerini tükettikçe bunların hepsini daha kötü yapan ve kat kat daha fazla uzatan battle shouenen serilerine biraz soğuduğumu kabullenmem gerekiyor. O yüzden Narutoyu 2 yıl güncel okurken sıkılıp son savaşın ortasında bırakıp, sadece finalini okumuş. Bleachin sadece animesini izlemiş, One piece ise 5 yıldır okumayan biri olarak yapacağım bu yorumu. Evet dışarıdan bakınca tüm battle shoenenleri az çok tüketiyorum ama sabır edemiyorum açıkçası.
Aralarında teknik bakımdan daha başarılı bulduğum seri Naruto olduğunu beli ederek güç ve evren dengesi konusunda beni güldürmeye sebep veren serinin Bleach olduğunu belirtmem lazım. One piece ise bu konuda kendini daha karikatürize bir konuma oturtup daha ilk bölümlerinden dev bir deniz yarattığına yumruk atıp, tek tekmeyle gemi parçalayan. Kılıçları ile hortum yaratıp milleti uçurup ''de gidin la'' çeken adamlar görünce işte bu benim serim demiştim. İşin teknik kısmını aşırı basit tutup sadece, evreni cartoon diyebileceğimiz kadar fizik kurallarından arındırmış bir seri var karşımızda. Bu yüzdende 5 yıldır okuduğum noktayı bilmesem de ne yaparsa yapsın bir tutarlılık olmaya devam ediyor seride. Kendi dinamiklerini baştan çok fazla açıklayıp, kendisini ileride çıkmaza sürüklemiyor. Yada daha ilk arclardan, 5 bölüm önce kılıcını parmağı ile durdurmuş birinin peşine saz arkadaşlarını alıp, kızı kurtarıcam gibi saçma bir sebeple gidip, evrenin kendisi için aşırı uygun şartlar oluşturup, kurtarması ile bitmiyor.
İlk bölümde ne boksa marineford da da aynı bok olmaya devam ediyor. Luffy dövebiliyorsa en fazla 100. bölümlerde savaş lordlarının en düşük ödüllü adamını dövebiliyor. Evren sana Luffynin şans eseri bile zor dövdüğü adamın çok çok aşağılarda olduğunu gösterip, 500. bölüme geldiğinde hala büyük adamların çok rahat tekleyeceği, hatta dövüşmek için bile ciddiye almadığı bir böcek konumunda kalabiliyor Luffy.
Mangada 490. bölümlere denk geliyor olması lazım özellikle Sabaody Arcında bir savaş lordunun tüm tayfayı şamar oğlanına çevirmesi benim seriye olan sevgimin zirve yaptığı noktaydı.
Ayrıca One piece hiç düşündürtmüyor, ideolojik olarak boş demenin de saçma olduğunu düşünüyorum. Bu seri spor serilerinin de çok iyi yaptığı bir şeyi diğer battle serilerinden daha iyi yapıyor. Gerçek üstü iradeye sahip, amaç odaklı bir başkarakteri koyarak, sürekli evrenin ona verdiği tepkileri göstererek, yeri geldiğinde anormal insanların bile oha artık ne yapıyorsun tepkisini göstererek sınır kavramları üzerine iyice düşünmeni sağlıyor. Ki profesyonel spor yapmış ve fiziksel sınırlarını zorlamanın, beynin sınırlarını aşmanın anlamını bizzat deneyimlemiş biri olarak Luffy karakterinin bu konudaki konumunu çok takdir ediyorum. Gerçek şu ki insan kas, dayanıklılık, hız, atiklik fark etmez eğer kendi sınırlarına gelmişse, beyin her zaman sizi kapatma durumuna almak istiyor. O sınırı gerçek hayatta bir hocanın, hareketli bir müziğin yada büyük bir motivasyon kaynağını hatırlayarak aştığınızda, sınırı yanlış yerde çizdiğinizi fark ediyorsunuz.
Anlaşılması için daha somut bir örnek vermek gerekirse, ben 1 yıl bile olmadan profesyonel 17 yaş altı türkiye yüzme yarışlarına katıldığımda, seviyemin o zamanlar üzerinde olan 400m yarışına girdiğimde aklıma cidden Luffy gibi karakterlerin gelmesi ile insan üstü bir performans göstere bilmiştim. Bir acemi olarak antrenman derecemin çok çok üstünde bir sürede bitirip, takımımın derecesini beklenmedik derecede üstlere çıkartabilmiştim. Ki belirteyim o zamanlarda 3 büyüklerin hepsini izliyor, okuyordum.(şunu da profesyonel spor yapmayan kişilere söylemem gerekiyor, antrenmanda da her şeyinizi veriyorsunuz, sınırlarınızı zorluyorsunuz ama bir an geliyor ki o sınır çizgilerinin olmadığını fark ediyorsunuz, beyninizle olan bir yarış bu)
Luffy karakterinin ve tabi ki diğer karakterlerinde gösterdiği iradenin anlamı diğer serilerden çok farklı. D. diye bir aileden gelmesine rağmen daha o aileden bir güç bile almadı(benim okuduğum noktaya kadar en azından), meyvesi büyük meyvelere kıyasla cidden çok ezik kalıyor. Haki denilen şeyi yeni öğrendi ve en üst seviyelere hala çok uzak. Büyük adamlarla kıyaslayınca hala bir avantajı yok. Buna rağmen onlarla mücadele edebiliyor ve bu mücadeleyi ölene kadarda bırakmıyor. Gerekirse ölürüz ben hedefimi seçtim diyebiliyor. Öyle ki bu anı en çok anlamlandıran sahne
Dedesine attığı yumruk
O sahnede hiç konuşma yok, bakış bile yok çünkü gerekte yok sembolik olarak zaten diyeceğini diyor. Hedefler seçildi, laga lüga yok. Ben bunu diğer büyük serilerde göremiyorum açıkçası. Evet Naruto empati kurduğum bir karakter ama bu konuda özellikle ilk Avatar serisini daha hoş bulurum. Nefret döngüsü gibi konuları güzel bulurum ama bu konuyu hep aynı şeyi her arc söyleyip söyleyip döndürdüğü için sıkıcı bulduğumu belirtmek isterim.(bu yüzden battle serisinin sahip olduğu uzunluk gereği işlediği büyük fikirleri öldürdüğünü de düşünüyorum, ki One piece içinde aynısı geçerli olacak ilerde beli olmaz) Bleach desen alt metinleri, sembolik anlatımları umurumda bile olmadı çünkü ben sürekli cool cool bakıp, aşırı güç sıçan karakterlerin orantısız dövüşlerini hiç sevemedim. Çok iyi karakter tasarımları için hep izledim. Ki sevdiğim karakterleri yine güç seviyesini basamak basamak değilde uçarak artırdığı için seri, o sevdiğim karakterlerinde ezik kaldığını öğrenmek üzüyor beni.
Bu konuda kendi açımdan tek kıyas edeceğim büyük seri Naruto, onda da başkarakterin sahip olduğu fikri taşıyacak olgunluğa sahip olmadığını düşündüm hep. Söylediği çalışmak hakkında söylediği sözleri de her şeyin genetik olduğu bir evrende önemini iyice yitirdiğini düşünüyorum. Açıkçası içinde Kyubi olan, Uzumaki olan, sahip olduğu doğa çakrası dışında tüm büyük güçlerin genetik ve ona verilmesi ile geldiği bir dünyada ideolojik olarak söylediği şeylerin geçerliliğini yitirdiğini düşünüyorum. Aynısı Luffy D. soyadı yüzünden büyük bir güç edineceği zamanda düşünürüm, bu olay tüm denilenleri boşa çıkartan bir olay gözümde. Kahraman konusunda dediğim gibi ben masamda ders çalışırken, işimi yaparken her pes ettiğimde bakacağım figür bu saydığım ve sayabileceğim onlarca sebepten Luffy olacaktır. Bu yüzden 3 büyükler arasında en sevdiğim One piecedir. Niye okumuyorum? Sorusuna ise başta dediğim gibi marineford sonra takip eden 2 arcın aşırı gereksiz ve uzatılmış olması. Sonra gelen arcın başının aşırı uzunluğu ile hadi bana eyvallah dememe sebep oldu. Dediğim gibi bu saydıklarımı daha kısa vaade de daha iyi yapan seriler var 3 büyüklere göre.
Not: Ki şimdiden rica ediyorum. Daha önceki tartışmalarımdan bildiğim için söyleyeceğim. Ne sebep söylerseniz söyleyin, üstte saydığım sebepler ve niceleri sayesinde One Piece bu kadar seviliyor, özellikle Japonya gibi sınırlarını sürekli aşarak çalışmayı seven bir toplum için.(Bu sevgi konusu tabi ayrı olarak tartışılabilir ama bu sebeplerin tartışılabilir olduğunu düşünmüyorum) Sizi yakalayamamış olması onun kötü, bayat olduğunu göstermez. Ki üstte de belirttiğim gibi teknik konudan özellikle Narutonun çok gerisinde kalan bir seri One piece. Ama sabit bir alışkanlıkla neyi başardı da bu konuma geldiği forumların çok klasik olarak yaptığı ''Japonlarda korsan yok, ninja bol o yüzden ilgi çekiyor Op Japonya'da'' yorumu bana hep komik gelmiştir.(ki okyanus milleti bu aksine korsancılıkla nam salmış dönemleri bile gırla dolu)
Not2: Okumasamda olan olayları biliyorum bu arada one piece çoğu konuda sıçmaya başlamış ama olay sevgi olduğu için açmadım o konuyu
Naruto bana göre hikayeyi işleme, karakter gösterimi olarak One Piece'den ileride, Bleach okumadım zaten. Hikaye işleyişi olarak da Naruto savaşın ortalarına kadar açık ara ileride, OP MF ile biraz batırmaya başladı özellikle TS sonrası tam berbat, ne hikaye ilerliyor nede adam akıllı Luffy dışında diğer karakterlerin temiz dövüşlerini gördük. Wano ile bu biraz değişti ama hikaye gene ilerlemiyor. Birde 5 yıldan fazla sürmez demiş, bu kadar yıldır buraya getirdiği seriyi, bu kadar sır açtığı seriyi, 5 yılda bitirecekse ya gereksiz hızlanacak yada "en başından beri böyle çizebiliyordum ama, daha fazla para kazanmak istedim" diyecek. İkisi de kötü.
Naruto sadece karakterlerin ölüm sahneleriyle bile diğerler serilerin önüne geçebilir. Şimdi fikir olarak, macera yapısı olarak One Piece ileride tamam ama önemli olan bunu işleyip, yansıtabilmek. Oda'nın Arc fikirleri çok iyi, macera olgusu çok iyi ama bunu ne kadar yansıtabiliyor, bence başarısız yansıtıyor. Temel sebebi de haddinden fazla gereksiz detayları çizerek, hem hikayeyi uzatıyor hemde Arc'lara ne kadar heyecanla başlasak da bunu yaparak soğutuyor.
Bleach için bir şey diyemem, 10-15 bölüm izledim/okudum sadece. Fairy Tail de öyleydi 2 hafta önce falan tekrardan başladım şuan 152. bölümdeyim animede. Bleach'e de başlarım çok sohbeti dönüyor.
Lise yıllarımda Bleach ve Naruto izliyip/okuyordum. O zamanlar en çok Bleach hoşuma gitmişti. Üniversiteye başladığımda ise Shippuuden'i bitirip One Piece'e başlamıştım. Naruto ve Bleach serilerini okuduğum (ve izlediğim) dönemlerde çok sevmiştim. Şimdi ise One Piece daha çok hoşuma gidiyor. Bunun sebebi OP'un hâla devem etmesi sanırım. OP'un finali beni tatmin etmezse bu sevgim azalabilir.
Naruto: Draması bazen yorsa da ilk part iyidir daha doğaldır, ikinci kısımda daha yapaylaşıyor hikaye, sasge mevzusu beni baya yordu. Pain'den sonra daha folloş oluyor, boruto da cabası.
wan pis: plotunu sevmiyorum arabastadan sonra niye skypia var, water7 den sonra niye thriller bark, bunlar çok kabak gibi duruyor, hikaye akışını beğenmiyorum, zaman atlamasından sonra iyice boku çıkmaya başladı, çok da bir önemi kaldı, tayfayı da hiç sevmiyorum, karakter gelişimleri yok zaman atlamasından sonra o da bir etken, sanji den nefret ediyorum.
BİLİÇ: Ana karakteri benim için diğer ikisine nazaran daha sevilebilir olsa da sürekli aynı hep dertli, power-upları da çok kötü ama izlettiriyordu şerefsiz.
ilk arkı sıkıcı biraz
SS arkı giriş arkı için iyiydi, genel bir sorunu yok, belki kenpachi vs ichigo sorun diyebilirim, bu arkda ödül almış seri zaten
Arrancar arkı: kötü hikaye ama karakterler taşıyordu, arrancar ark= aizen desek yeridir
full bilmem ne çok kötü
final ark: bleach in olması gereken hikayesi burada geçiyor, mangada kötüydü, animesine bakacaz.
ha ille de cevap vereceksek, wan pis in çocuksu yapısı beni itiyor, narutonun dramsı da boğuyor elde kaldı çamaşır suyu