Aoi Bungaku
İlk olarak en beğendiğim bölümler olan
Ningen Shikkaku(İnsanlığımı Yitirirken) ile başlayayım. Uzun zaman sonra sahnelerini tekrar tekrar döneceğim kısımlardı. Yazarı Osamu Dazai’nin adeta intihar notu gibi bir şey olduğu anlatıcı tarafından da söyleniyor. Ana karakter Osamu Dazai’nin adeta yansıması(Son dönemleri için.) hatta yazarın ölüm şekli bile romanda geçen bir şekilde gerçekleşiyor.
Elbette Japon değilim anime hikâyeyi ne derece iyi uyarladı yorum yapamam ama dediğim gibi ara ara bazı sahneleri dönerim gibi. Müzikler, atmosfer, ana karakter çözümlemesi harika bence.
10/10 bu kısımlar.
Sakura no Mori no Mankai no Shita(Korulukta, Serpilmiş Kiraz Çiçeklerinin Altında)
Akiko apla tam bir femme fatale. İşte erkeğini böyle kendine kul köle yapacaksın. Yine başka bir Japon hikâyesi, filmi de varmış araştırınca gördüm. Basitçe dağlarda yaşayan, ama kendince bir ahlak anlayışı olan dağ haydutunun, Akiko aplaya aşık olması ve aşkı için her türlü pis işi yapmasını işliyor. Bir diğer değişle kendini kaybediyor adam. Kul köle oluyor aplaya. Tabii Sakura(Kiraz çiçekleri) önemli bir yer tutuyor hikâyede o spoiler olmasın.
Tabii seri kendince yorumlar da katıyor misal günümüz dünyasından da eklentiler falan var bence gereksiz o kısımlar. Ama müzikal kısımlarını sevdim.
7/10.
Kokoro
Bu bence epey ortalamaydı. Tek özel yanı hikâyeyi orijinalinde olmadığı halde bir de karşı taraftan anlatıyor. Kötü değildi yine de ama çok hoşuma gitmedi bu kısımlar.
Hashire, Melos!(Koş, Melos!)
Yine Osamu Dazai ağabeyin bir başka hikâyesi. Ama Madhouse yine kendi yorumunu katmış, bir de günümüze uygulamış hikâyeyi. O kısımlar bayağı bromance(bir iki tık ötesi hatta.) ama hoş olmuş. Atmosfer yine çok kuvvetli. Sonu duygusal ve İnsanlığımı Yitirirken kadar depresif değil çünkü yazdığı sıralar Osamu ağabeyin kafa biraz daha yerindeymiş.
7/10
Kumo no Ito(Örümcek İpliği)
Bu daha çok bizdeki öğüt vermek amaçlı yazılan kısa öykülere benziyor ki zaten Japonya’da epey çocuklara falan okutulan bir kısa öyküymüş. Hayatı boyunca asan, kesen, öldüren kimseye acımayan soğuk kanlı bir katilin; hayatında yaptığı tek iyi şeyden hemen sonra ölmesi üzerine yazılmış bir öykü.
Jigokuhen
Üstteki yazarın başka bir öyküsü. Bu sefer çok daha karanlık ve sert çünkü yazarının intihara teşebbüs ettiği çok sancılı bir döneminde kaleme almış. Basitçe imparator’un, ülkesinde yaşayan dünyanın en büyük sanatçısına mezarına ülkesinin resmini yaptırmak istemesi. Ama çok yozlaşmış bir yer olduğu için ana karakter buhrana düşüyor ve gördüklerinden sonra karanlık şeyler resmetmeye başlıyor ve dünyanın gerçek halinin karanlıktan başka bir şey olmadığını anlıyor.
Genel olarak bakarsak müzikler, animasyonlar ve hikâye sunuşları gayet güzeldi. Ben tatmin oldum. Özellikle İnsanlığımı Yitirirken şaheserdi bence. 8/10 oynar genel olarak.
Masturbasyon Ustası Kurosawa(Onani Master Kurosawa)
Geçen ay okuduğum bir manga. Başlangıcı ve sonu inanılmaz farklı. Sürprizi kaçmasın diye çok bir şey söylemeyeyim. Hikâye kısaca Kurosawa adlı uyumsuz, çevreyle kopuk bir orta okul öğrencisinin okulun arkasındaki bir tuvalette her gün başka bir sınıf arkadaşını hayal ederek masturbasyon yapmasıyla başlıyor. ADAM ÖYLE BİR CEZALANDIRIYOR Kİ! Ancak hikâye çok farklı bir hale bürünüyor sonradan.
Benim çok hoşuma gitti şahsen bu manga. Kendince kitlesi de var, neden animesi yapılmıyor diyeceğim de cevap belli aslında. Yapılsa iyi olur bence ama. shshshs. 8/10.
Fate Stay Night
Bu izlediğim üçüncü ve son Stay Night rotası oldu. Açıkçası Ufotable kalitesine alıştıktan sonra bu eski animasyonlar sarmaz diyordum ama yanılmışım. Müzikleri tanımlamak gerekirse harika, muhteşem, şaheser. Müzikler ve atmosferi inanılmaz beğendim. HF’de Sakura’ya, UBW’de Rin’e odaklanırken rotada ana kadın karakterimiz Saber. Üçü de iyi işlendi bence üç seride. Animasyonlar gerçekten kötü ama müzikler, atmosfer ve rotanın kendisi güzel olunca sardı gayet.
Genel Fate serileri sıralamam şöyle; HF>>>OG Stay Night>UBW=Zero gibi gibi.